İletişim ve Özgüven
İnsanoğlu kendi elinle yarattığı teknoloji krallığının maiyetindeki insan makineler haline dönüştükçe iletişim çağının temel sorunu İletişim -sizlik oldu..
Sıkça yanlış anlaşıldığını ifade eden çığlıklar, suçluyu sadece dışarıda ilan edip kendine dönmemekte ısrar ediyor.
Kanat çırpan kelebek misali teknoloji ile dünyanın büyük bir köy haline döndüğü günümüzde bilgi akışındaki tıkanıklıklar verimliliği tahminlerimizin ötesinde düşürüyor.
Temel soru, öncelikle kendimle iletişimim nasıl?
olması gerekirken biz çözümü dışarıda aramakta ısrarcı davranıyoruz.Kendimize en uzak olunca duyguları ya bastırıyor ya da duygu patlamaları yaşıyoruz.
İletişim çatışmalarının kök sebebi fikir ayrılıklarından ziyade , dikkate alınmayan, bastırılan duygular…Duygularımızı sağlıklı bir şekilde nasıl ifade edeceğimizi bilmek ,duygularımızı yönetebilmek, sorun olarak gözüken durumların krize dönüşmeden uzlaşmaya dönüşmesine vesile olacaktır.
Duygularımız ,iç dünyamızın pusulasıdır.
Yaşama yüzeysel bakarsak ,yüzeysel yaşarız.Var olan derinliği görmek ise insanın kendine yatırım yapması,değer katması ile mümkün…
Özgüvenimi nasıl geliştirebilirim?
Cevap, İletişim becerilerini geliştirmektir.İletişim becerilerini geliştirmek ise, farklı enstrümanları iyi çalmayı becererek orkestranın kulağa hoş ses çıkarması ile mümkün olacaktır.
Peki enstrümanlar nedir?
Sorusuna cevap:Ana dilimizi doğru,güzel ve anlaşılır konuşmayı ve yazmayı öğrenmek yani Diksiyon sanatı…Dil bilgisi kuralları…
Vücut dilimizin diksiyonumuz ile ahenkli olması…
Kelime dağarcığımızı zenginleştirerek yaratıcılığımızı,sözümüzün gücünü yükseltmek…Nasıl mümkün?
Kitap okuyarak…Derin okumalar yaparak…
Sesimizi ve nefesimizi etkili kullanmak…
Nezaket ve zarafet ile nerede nasıl davranacığımızı,giyineceğimizi bilmek,üslubumuza dikkat etmek…
İletişimi doğal ve etkili hale getiren olmazsa olmazımız ise, sıcak ve samimi bir ruhtur.
Kendi ruhumuza yabancı olursak farklı bir ruh ile nasıl bağ kurabiliriz?
Özgüven ile iletişim arasındaki bağı farketmemiz çok önemli.Çocukluğumuzdan itibaren duygusal yalanlar söyleyerek görünüşü kurtarma oyununu oynamayı öğreniyor ve öğretiyoruz.Toplumumuzda duyguları gizlemenin marifet olduğu öğretiliyor.
Özgüven, özümüze duyduğumuz güvendir.İç dünyamızı tanıyarak öz saygıyı,öz değeri,öz farkındalığı,öz sevgiyi,öz sorumluluğu ve özgüvenimizi kazanırız.
Özgüven, her şeye sıfırdan başlayabilmenin anahtarıdır.
O halde öncelikle düşünce ve duygularımızın farkındalığı ile otomatik tepkilerimizi fark ederek dönüşüm yolculuğuna başlamalıyız.
Tepkisel olmak ve olanı kişisel algılamak önümüzde duran ve aşılması gereken duvardır.
Neden ben?
Neden hep benim başıma geliyor?
Çok işittiğimiz haykırışlar….
Neden acaba?
Teknoloji ile birlikte kendimize en uzak ,hiç tanımadığımız kişilere daha yakın olabilir miyiz*
Bu uyuşma hali devam ederse,seçimlerimizin sorumluluğunu almazsak
şikayet etmeye devam edeceğiz ama istediğimiz değişim olmayacak.
Etkisel insan olmak demek, duyguarının sorumluluğunu üstlenen ve çözüme odaklanan demektir.
Biz kendimiz için bugün ilk adımı atmazsak,başka birisi bizim için neden atsın…?
İlk adım önce kendimiz.
Sürü canlısı olmaktan birey almaya geçen süreç…
Sohbetine doyum olmayan insanlardan biri olmaya ne dersiniz?
