Yapay Zeka Çağında İnsan Olmak

Gün geçtikçe gelişen bir teknolojiye sahibiz. Geçmişte, gerçekleşme ihtimalini bile düşünmediğimiz birçok şey şu an var ve gelişimi artarak ilerliyor. Bunlardan biri de yapay zeka. Haydi gelin ilk olarak nedir bu yapay zeka ona bakalım.
Yapay Zeka Nedir?
İnsan zekasını taklit ederek elde edilen verilerle kendisini geliştirme ve yenileyebilme yeteneğine sahip olan makinelere “yapay zeka” denir. Bir bilgisayarın insan gibi düşünmesi sağlanılarak karmaşık sorunların çözülebilmesi desteklenir.
1950 yılında İngiliz matematikçi, bilgisayar bilimci ve kriptolog olan Alan Turing( 2.Dünya savaşında Nazilerin ENİGMA adlı kodunu çözmüştür.) tarafından Mind adlı felsefe dergisinde bir makale yayınlanır. Bu makalede Turing bizlerin karşısına “Makineler düşünebilir mi?” diye bir soruyla gelir. Kendisi makinelerin düşünebildiğine inanır ve bu düşüncesine karşı olan itirazları reddeder. Alan Turing bir de Turing Testi olarak anılan, bir bilgisayarın veya sistemin insanlarla aynı zihinsel yapıya sahip olup olmamasını ölçen bir test ortaya koymuştur. Bu testte bir uzman ve iki denek bulunur. Deneklerden biri insan diğeri bir bilgisayardır. Uzman sorular sorarak hangisinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu bulmaya çalışır. Eğer uzman doğru cevabı veremezse bilgisayar Turing testini geçer ve insanlar kadar anlama kapasitesinin olduğu varsayılır. Bu test ilk kez 2014 yılında bilgisayar Eugene Goostman tarafından geçilebilmiştir.
1956 yılında Amerikalı bilgisayar bilimci ve bilişsel bilimci John McCarthy, Dartmouth Konferansı’nda yapay zeka kavramını isimlendirir.
1997 yılında IBM(International Business Machines- Uluslararası İş Makineleri) tarafından Deep Blue adında bir bilgisayar geliştirir ve bu bilgisayar dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yener. Yenmesinin ardından insanların yapay zekaya bakış açısında büyük bir değişim meydana gelir.
2016 yılında Google Deepmind, insanların oyunları oynama şekillerinden esinlenerek öğrenen yapay bir sinir ağı geliştirdi ve AlphaGo adlı bir program ortaya koydu. Bu program dünya Go şampiyonu Lee Sedol’u yendi. Böylelikle yapay zekanın satrançtan daha karmaşık oyunlarda da başarı gösterdiği gözler önüne serildi.
Yapay Zekanın Uygulama ve Kullanım Alanları
Yapay zekanın ses tanıma, görüntü ve dil işleme, genetik algoritma, muhakeme yapabilme gibi birçok uygulama alanı vardır. Günlük hayatta siber güvenlik ve savunma sanayisinde, navigasyon, e-ticaret, sağlık hizmetleri, dil çevirileri, sesli asistanlar, yardımcı robot uygulamalarında kullanılmaktadır.
Yapay Zeka ve İnsan
Her birimiz illaki yapay zekanın ütopikliğinin kullanıldığı kitap veya film senaryolarıyla karşılaşmışızdır. Robotların daha da gelişerek dünyayı ele geçirdiği ve insanlığa son verdiğini görmüşüzdür. Bazıları bunlar sadece film, böyle olması muhtemel değil. Yapay zekanın insanlık için birçok yararı var, demekte. Bazıları ise insanların köleleştirilmesinden korkmakta ve yapay zekayı zararlı bulmakta. Tabii ki her iki tarafında haklı olduğu yerler var. Yapay zekanın bize hem yararı hem de zararı dokunacak.
Tesla’nın ürettiği Otonom(sürücüsüz) araçları duymuşsunuzdur. Otomobil, insana ihtiyaç duymadan otomatik olarak yolu, trafik akışını ve çevresini algılayabilmekte ve sürücü müdahalesi olmadan seyir alabilmektedir. Bu sayede insan yolda harcadığı zamanı ve enerjiyi kendisine döndürüp kendi gelişimi ve sorumluluğunda olan işleri halletmek için kullanabilir. Üzerinde çalıştığı konunun makalelerini okuyabilir, ona gelen postaları kontrol edebilir ya da merak ettiği bir hobiyle ilgili olan videoları izleyebilir. Onun haricinde Otonom araçlar daha düşük yakıt tüketimi olmasını sağlar, park yeri ihtiyacını önemli ölçüde azaltır, trafik kazalarının önüne geçer. Ne yazık ki günümüzde trafik kazalarının büyük bir oranı insan kaynaklıdır.
Böyle saydığımda Otonom araçların bize hiçbir zararı yokmuş gibi gözükebilir. Ama ne yazık ki var. Akla gelen sorulardan biri “Etik kurallar ne olacak?” İnsan etiği değişken bir yapıdadır. Bazı sürücüler kaza anında kendilerine zarar vermekten kaçınabilir ama bazıları ise başkalarını korumak isteyebilir. Bu karar aşamalarının nasıl olacağıyla ilgili şüpheler ve endişeler var.
Diğer bir sorun ise şoförlük mesleğinin ortadan kalkması. Bir sabah uyanıyorsunuz ve severek yaptığınız işinizi artık yapamayacağınızı öğreniyorsunuz. Bu durum hem yaşayan hem de yolcu için kötü olurdu. Evet yolcu için, yanlış okumadınız. Her sabah işe gitmek için bindiğiniz minibüsün artık bir şoförü yok. Dolsun diye beklerken edilen sohbetler artık olmayacak. “Müsait bir yerde ineyim kaptan.” denilemeyecek. Bunlar en azından Türk milleti için önemli şeyler. Bizi bir yerden alıp bir yere götüren kişiyle kalpten bir bağ kurmak isteriz biz Türkler.
Yapay zekanın insanın yerine geçmesi sadece şoförlük mesleğinde değil, daha birçok meslekte de oluyor ve olacağa benziyor. Şu anda bile bazı kafelerde robot garsonlar bulunmakta. Bazı mesleklerin yok olması ve onların yerine yenilerinin ortaya çıkması yaşanılacak durumlar içerisinde.
Gelecekte gerçekten bu kadar çok gelişmiş robotlar etrafımızda olacaksa eğer yazar Issac Asimov’un üç robot yasasını yürürlüğe koymakta yarar var.
Üç Robot Yasası
1-Bir robot bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
2-Bir robot birinci yasayla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
3-Bir robot birinci ve ikinci yasayla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür.
Umarım artarak ilerleyen yapay zeka kontrolden çıkmaz ve insanlığın iyiliği için çalışır.
İrem Avşar
